
Aşk Evliliği Yapanlar Dikkat!
Bu haber 13861 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.
Salgılanan hormonlar azalıp kişi
karşındakini objektif olarak görebildiğinde, aşk duygusunun; sevgi, sadakat,
samimiyet gibi duygulara dönüşebiliyor.
Bilim günümüzde nörokimyayı
ölçer hale geldi. Beyin görüntüleme teknikleri ile aşık olunduğunda hem beyinde
fluoresan gibi yanan bölgeler gözlemleniyor, hem de beyin kimyasındaki
değişiklikleri, hormonal değişiklikleri ölçebiliyoruz. Yani günümüzde insanların
gerçekten aşık olup olmadığı bilimsel yöntemlerle ölçülebiliyor.
Kişi aşık olduğunda beyinde
meydana gelen nörokimyasal değişiklikler nedeniyle, dopamin seviyesinin
arttığını, yine kortizon ve NFG faktörü denilen hormonlar artıyor. Bu hormonal
değişiklikler sonucu kişinin aşık olduğu kişiyi odak noktasına alarak ondan
başka bir şey düşünemez hale gelmektedir.
Aşk
Beyin Açısından Sürdürülebilir Bir Şey Değil
Kadınlar aşık olduğunda testesteron hormonları
yükseliyor. Erkekler de ise düşüyor. Aşık olduğumuzda beynimizdeki subikortal
bölgemizde ödül mekanizmamızı oluşturan
bölgenin aktif olduğunu görüyoruz. Dopamin seviyemiz de artıyor. Beyin, içsel veya dışsal bir ödül beklentisine
girdiğinde bu maddeyi salgılıyor.
Bu da aşık olduğumuz kişinin peşinden koşma ile ilgili bir motivasyon veriyor.
Dopamin yüksekliğinden sürekli onu düşünür, onunla ilgilenir hale geliyoruz.
Bazen bu bizi gerçeklikten koparabiliyor.
Onu görmek özlemek tekrar dopamini
beynimize kazandırdığı için dopamin yokluğunu özlemek olarak adlandırıyoruz.
Bağımlılık düzlemi çalışıyor. Sürekli o dopamini almak için o insanı görmeye
çalışıyoruz. Yokluğunda sıkıntı çekmeye
başlıyoruz. Beyin buna uzun süre katlanamayacağı, uzun süre bu stresle başa
çıkamayacağı için bu geçici bir süreç. Yani aşk nöro biyolojik olarak
sürdürülemez bir şey.
Erkek aşık olduğunda daha
sakin, daha anlayışlı daha duygusal ve daha az agresif oluyor. Ancak 6 aydan sonra bu duygusallıktan uzak
davranışlarda bulunabiliyor. Çünkü hem kadında hem erkekte 6 aydan sonra bu nörokimya değişiyor. Bu
değişiklikler hormonal ve görüntüsel olarak tespit edilebiliyor. Kişilerin
hormonal aktivasyonu azalıyor.
Sonra kişi aşık olduğu kişinin değişmesinden
yakınıyor. ‘Sen ilk zamanlar olduğun gibi değilsin’ diyor. Evlendiği aşkını,
kendisini bir dakika pencerede görebilmek için saatlerce yağmur altında
bekleyen eşini bakkala yoğurt almaya gönderememekten sitem ediyor.
İlerleyen süreçte aşk başka bir
duyguya dönüşmeye başlıyor. Negatif bir şekilde nefrete de dönüşebiliyor, sevgi
saygı, sadakat, samimiyet, dürüstlük duygularına evrilerek ilişki devam da
edebiliyor.
Aşkın
pik Yaptığı Noktada Evlilik Kararı Almayın
Aşkın pik yaptığı noktalarda
kendi hayatımızı yaşayamaz pozisyona geliyoruz. Kendimizi odak noktası olmaktan
çıkarıyoruz. Kendi emellerimiz, amaçlarımız, isteklerimiz, ihtiyaçlarımızı geri
plana atıp aşık olduğumuz kişiyi odak noktamıza alıyoruz. İşimizi, dersimizi
aksatabiliyoruz. O kişi üzerinden düşünmeye ve hareket etmeye başlıyoruz.
İçinde onun olduğu hayaller planlar kuruyoruz. Bu da bizi geleceğimize
odaklanmaktan alıkoyuyor. Hormonların pik yaptığı seviyede otistik bir düşünce
meydana geliyor.
Sağlıklı düşünemediğimiz ve hormonlarımızın
etkisinde olduğumuz bu dönemde evlilik kararı almayı doğru bulmuyorum. Çünkü bu
dönemde aşık olduğumuz kişiyi objektif olarak göremiyoruz. Onu sadece bize
karşı davranışlarıyla bize yaşattığı duygularla değerlendiriyoruz. Eğitimini, kültürünü, dünya görüşünü, işini
vs. önemsemiyoruz. Başka insanlara nasıl
davrandığına bakmıyoruz. Hormonlarımız normale döndüğünde ve onu iyi ve kötü
yönleriyle, kusurlarıyla objektif olarak gördüğümüzde eğer hala beğeniyorsak, o
hailiyle kabul ediyorsak, aşkı sevgi, sadakat, samimiyet, güven gibi duygulara
dönüştürebiliyorsak o zaman bu ilişkiyi sürdürebiliriz. Bağlılığın,
tutarlılığın, güvenin inşa edilmesi gerekiyor. O zaman bir evlilik kararı almak
doğru olur. Aşık olduğunuz kişiyle konuşabiliyorsanız, aynı frekanstaysanız
evlenebilirsiniz. Bir ömür boyu konuşabileceğiniz insanla evlenmenizi
öneriyorum. Aşık olduğunuz kişiyle
konuşamayabilirsiniz ama ortak noktalarınız olan, konuşabildiğiniz,
paylaşabildiğiniz bir insanla ömür boyu birlikte olabilirsiniz.
Terk
Edilen Kişi Psikolojik Yardım Alabilir
Aşık bir
kişinin düşünceleri obsesif bir hastanın takıntılı düşünceleri gibi. Eğer aşkın
pik yaşandığı dönemlerde bir ayrılık söz konusu olursa, kişi terk edilirse bu
onu psikolojik olarak sarsacaktır. Eğer Obsesif Kompülsif Bozukluk altyapısı da
varsa, ayrılık ve aşk acısı psikolojik hastalığa dönüşebiliyor. Özellikle
ayrılıktan itibaren ilk birkaç hafta çok yoğun duygular yaşıyor. Obsesif
hastalar seratonin düşüklüğü yaşıyorlar. Aşık olup terk edilen kişide de aynı
durum yaşanıyor, yani seratonin düzeyi düşüyor. Ayrıca kişi aşkından ayrıldığında dopamin
seviyesi aşırı düşüyor. Bu da kişide bir yas durumu yaratıyor. Mutsuzluk,
keyifsizlik, hayattan keyif alamama, kendi içine kapanma, işlevselliğini
kaybetme, okula işe gidemez pozisyonda olma durumu ortaya çıkıyor Bu durumda kişilerin psikolojik yardım
alması gerekiyor.
ÖNERİLEN HABERLER

Fazıl Say, 50. Sanat Yılını CSO Ada Ankara’da Kutlad...
Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, sanat hayatındaki 50. Yılını CSO Ada Ankara’da düzenlenen özel bir konserl...

Yandex Türkiye, Yapay Zeka Destekli Yazeka ile Arama...
Yandex Türkiye, yapay zeka destekli bulma motoru Yazeka’ya getirdiği yeni özellikleri duyurdu. Yapay Zeka destekli bulm...

“Genç Salı”da sinema sohbetleri.. Selçuk Uzman, İsta...
“Genç Salı” kapsamında her ay düzenlenen sinema sohbetlerinin konuğu, sinema aracılığıyla insanlar ve yiyecekler arası...

TOBB ETÜ Hastanesi, Avrupa'nın Genç Jinekologlarını ...
Avrupa’nın en prestijli tıbbi değişim programlarından biri Türkiye’de! TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Tı...

Ünlü Şefler, Side’de Girit Lezzetleriyle Gastronomi ...
Toplumların tarihini, geleneklerini, kimliklerini tattırarak anlatan en lezzetli kültürel miras olan gastronomi ile tu...

Bir Tek O “İstanbul’da Deprem Bitti” Diyor!
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan Çarpıcı Deprem Açıklamaları! Silivri Depremini 20 Gün Önceden Bildi, Gözler Yine Onda! İ...

Aslı ‘Coffee in Bakery’ Lezzetleri Maslak’a Geldi!
Türkiye’nin yenilikçi kafe-fırın zinciri Aslı, İstanbul’un hareketli şehir kültürünün yaşandığı bölgelerin başında gele...
YAZARLAR
-
Nur Gökırmaklı
MAYIN TARLASI DÜNYA -
Editör
Vakko’dan Zamana İz Bırakan Bir Eser: “Bir Vakko Kit... -
M. Sabri Danabaş
Bahar Önen Büke’nin Sihirli Kalemi, Seslenen Mavi ‘A... -
Selcan Süter
Selcan Süter’den Beyaz Yakalılar İçin Manifesto!" -
Berrin Karadağ
Yaşlılıkta Genç Kalmanın 10 Püf Noktası! -
Gülnare Asgarzade
Karabağ gazisi Talih Vügar oğlu Urfansoy -
Dilara Sözen
Müzik tarihimizden kesitler.. -
Recep Ali Aksoylu
Asgari Ücret 22 Bin Değil 28 -30 Bin Olsa Ne Fark Ed... -
Ebru Bozcuk
Babamın Saatleri.. -
Salih Güven
Usta Kalem ve Yazar Salih Güven’den Karamsarlıktan İ... -
Hayal Coşkun
BEN KADIN.. -
Derya Devranoğlu
Şişkinlik Yaşamanızın Sebebi Bağırsak Bakterilerimiz... -
Tümay Mercan
“Bal”ın tadı kaçmasın -
Candan Manyaslı
Bayram Dediğiniz / Candan Manyaslı -
Şermin Uysal
Huzur Evi değil! Hüzün Evi, orası... Hüzün Evi... -
Öznur Yılmaz
Van’da mazbata cesareti -
Julide Doğu
Şarkılar, kuşlar, dağlar, Uzak kıyılar, yağmurlar, Ç... -
Aylin Arıkan
İçimden Geldi… -
Saime Odabaş
Ramazan'da Aylık Rezervasyon Olur mu? -
Nurşah Sunay
Adalet İsrail’den Büyüktür! -
Evren Fehmi Atay
Bel ve boyun ağrısı şikâyetleri her geçen gün artıyo... -
Barış Balcı
Güne Başlamak İçin İyi Bir Nedeniniz Olmalı.. -
Murat Yaycı
Grip deyip geçmeyin “Gripte erken tedavinin önemi kr... -
Arel Gereli
Masa başı çalışanlar dikkat! -
Necla Çoban
Başarı Yarış Mutluluk -
Bülent Şenver
Biz de insanız, hata yapabiliriz! -
Tuba Örnek
Sağlık deposu: Kekik çayı -
Ebru Özer Özkul
Aşk Evliliği Yapanlar Dikkat! -
Gülçin Şafak
Markanın Sessiz Kahramanları -
Emine Baran
Hedef.. -
Şebnem Akman Balta
Hem paranızdan hem sağlığınızdan olmayın! -
Ece Soyer Demir
SMA, Taşıyıcılık Tarama Testi ile Önlenebilir -
Nesrin Dilbaz
Günde kaç fincan kahve içilmelidir? -
Gizem Atakul
Bebeklerde çok gaz ve çok ağlama belirtileri besin a...
Video Galeri

MAYIN TARLASI DÜNYA

Vakko’dan Zamana İz Bırakan Bir Eser: “Bir Vakko Kit...

Arkeolog, Yazar Mina Funda Gündüz’ün Kaleminden Aşk-...

Arby’s, Yapay Zekâ Destekli Kampanyasıyla Sahalara G...

Şişecam 90. Yılında Camın Tarihine Işık Tutuyor

Ariş Pırlanta’dan Babalara Özel Tasarımlar

Artaş Oteller Grubu’ndan Babalar Günü’ne Özel Unutul...

Bahar Önen Büke’nin Sihirli Kalemi, Seslenen Mavi ‘A...

Yataş Bedding’in Uykuda Devrim Yaratan Yeni Adapt Re...

Hülya Çelik’in Güçlü Dizelerinden Çıkan Şiiri; “Nükt...
- Victorinox, Yeni Çakı Modeli Hunter Pro Alox’ı Görücüye Çıka...
- Mücevherin yeni adresi
- 18. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nin Ödül Töre...
- Tekirdağ Beşiktaşlılar Derneği Açıldı
- Bu Hafta Burçları Neler Bekliyor?
- Black Friday, alışveriş dünyasını canlandırıyor.
- Kış Mevsimi FLO ile Bambaşka!
- Lüks taksi plakaları Türkiye’ye 7,5 milyar TL’lik ek kaynak ...
- Tchibo, İstanbul Kahve Festivali’ne katıldı.
- Türk Tasarımcı Zirveyi Parlatıyor!
- HUAWEI'den tasarım ve teknolojide kadınlara özel bir yıl.
- Nişantaşı Hastanesi Estetik ve Obezite Enstitüleri Konseptiy...
- Alpet’ten çiftçilere akaryakıt hediyesi
- Turuncu ile dekorasyonda enerjik değişim
- Meyve Suyu Hakkında Doğru Sandığımız Yanlışlar