Vefa Yalnızca Bir Semt Adı Değil.

Vefa Yalnızca Bir Semt Adı Değil.

Bu haber 5062 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.

1876 dan beri devam eden bir serüven. Vefa Bozacısı. Tüm bu nostaljik yazıları hazırlamak için araştırırken gördüğüm ve hayran olduğum hususu anmadan geçemiyeceğim. Tüm eskiden günümüze gelen marka yiyecekler, içecekler hep daha iyisini yapmak için uğraşşlar. ''Ben yaptım oldu'' dememişler.

 Bu kez sizlere 19. yüzyıldan günümüze uzanan yerli bir markanın kuruluş hikâyesini anlatacağım. Eski İstanbul'un mihenk taşı, Vefa semtinin tamlayanı: Vefa Bozacısını... Boza, İstanbul'da zaten tüketilen bir içecek olsa da Vefa Bozacısı'nın hikâyesi Sadık Ağa'nın 1870 yılında İstanbul'a gelmesiyle başlıyor.

Sadık Ağa, bir süre salep, hoşaf ve boza sattıktan sonra bilinen bozada bir değişiklik yapmaya karar verdi. Sulu ve ekşi olan bozayı, daha yoğun kıvamlı ve hafif ekşi bir lezzetle hazırladı ve seyyar olarak sattı. 1876 yılında Vefa'da açtığı dükkân ise, yalnızca boza satmak için açılan ilk dükkândı. Bozanın oldukça rağbet gören bu yeni yorumunu koruyabilmek için, Sadık Ağa uzun süre bozayı yalnızca kendisi imal etti. Daha sonra işleri oğlu İsmail Hakkı Bey ile birlikte yürüttü. İsmail Hakkı Bey, Osmanlı ordusuyla Balkan Savaşları'na ve Birinci Dünya Savaşı'na katıldı. İsmail Hakkı Bey savaştan döndüğünde, babasının dükkânını semtte çıkan yangın yüzünden harap olmuş halde buldu. Sadece dükkân değil, bütün semt harap olmuş, semt eşrafı bile değişmişti.

Sadık Ağa umudunu kesse de, oğlunun yardımı ve teşviki dükkânını yeniden toparladı ve olan bitene rağmen Vefa'yı terk etmedi. Dükkânda bozanın yanı sıra şıra ve Hamidiye su da satılıyordu. Vefa Bozacısının ilanları artık gazetelerde yer almaya başlamıştı. Vefa Bozacısı bu kadar rağbet görünce, doğal olarak taklitleri görülmeye başladı. Hacı Sadık Bey'in 1931 yılında gazeteye verdiği ilanda, “Muhterem Ankaralılara, gördüğüm lüzum üzerine Ankara’da şube açmadığımı ve kimsenin namımdan istifade edemeyeceğini beyan eylerim," yazıyordu. Hacı Sadık Bey 1933'te vefat ettikten sonra işin başına oğlu İsmail Hakkı Bey geçti. Haliç Tersanesi'nde çalışan bir yakını ile üretimi artırmak ve standartlaştırmak için makineler yaptırdı.

1930'lar itibariyle Vefa Bozacısı herkes için bir alışkanlık haline gelmişti. Salih Bozok'un anlattığına göre, Mustafa Kemal Atatürk de aklına estikçe buraya gelirdi. Sonraki yıllarda Celal Bayar'ın da buraya sık sık geldiği biliniyor. Soyadı kanunu ile aile Vefa soyadını aldı. Vefa Bozacısının marka değeri İsmail Hakkı Vefa'nın yönetiminde giderek daha fazla öne çıktı. Sadık Ağa ile doğan bu gelenek, oğlu İsmail Hakkı Vefa’ya, ondan oğulları Mustafa Vefa ve Vehbi Vefa'ya, onlardan da dördüncü nesil Sadık Vefa ve Ferdi Vefa'ya miras kaldı. Yaşadığı onca felakete rağmen ilk adresini koruyan ve aynı yerde hizmet veren Vefa Bozacısı, yıllarca İstanbulluların, devlet adamlarının, şairlerin, turistlerin uğrak yeri oldu; Vefa yalnızca İstanbul'da bir semt adı değildi.

Şermin Uysal

10.12.2023 

ETİKETLER :
KURUKAHVECİ

ÖNERİLEN HABERLER

YAZARLAR

23 NİSAN BANNER DEICMANN BANNER PEGASUS BANNER MG BANNER MC DONALD'S
POLİSAN CHAKRA ALIŞ GİDİŞ