Bu kitabın bir faydaya dönüşebilmesi için iki şeyi çok önem veren Prof. Dr. Şaban Şimşek “hata payını en aza indirmek” ve “her cümlede mutlaka anlaşılır olmak” felsefesiyle tam 836 sayfadan oluşan eserini 3 yıllık emeğin sonucu okurlarıyla buluşturdu.

Birinci düşüncesinde gücünü son damlasına kadar kullanan yazar; “gayret bizden, Tevfik Allah’tandır” düsturuyla, beş yıllık bir süreçte bin saatten fazla çalıştı. İkincisinde ise; “dil mânânın aracı, mânâ da lafzın varlık sebebidir” diyerek şu âyetleri tekrar tekrar okuyor;

Elif. Lâm, Râ? Bu kitabın her âyeti: her şeyden haberi olan, (sahip olduğu bilgi/ilimle); her işi (Varoluşu, eylemi!) bir hikmetle (kulunun hayrına olan amaçla!) yapan (olduran!) Allah tarafından size, (dini doğru anlayasınız. Dolayısıyla) Başkasına kulluk etmeyesiniz diye sağlam (dosdoğru, eksiksiz, kesin!) deliller (kanıtlar, gerekçeler!), anlaşılır bir dil ve ifadelerle indirildi. (O halde ey Peygamber de ki) Ben (işte böyle bir kitapla) sizi uyarmak ve müjdelemek üzere O’nun gönderdiği elçiyim.

Yıl 2017 güneşli bir ilkbahar sabahındayım. Nedendir bilmiyorum, bir düşünce aldı götürdü beni benden: “Eee! Artık yaşım kemâle erdi. Tamam, tıp doktorusun, hocasın, meşguliyetin fazla; hasta bakıyor, ameliyat yapıyor, asistanlarına, öğrencilerine bir şeyler katmaya, bu bağlamda pek çok şeyi öğrenmeye, öğretmeye çalışıyorsun ama ya inanç dünyan? Mesela, dinin asıl kaynağı olan Kur’ân? Sana ne anlatıyor, içeriği hakkında ne biliyorsun yahut öğrenmek için ne yapıyor, nasıl bir çaba harcıyorsun?”

Cevabı neredeyse kocaman bir ”hiç” idi bu soruların! İçim burkuldu, fena oldum; kendimi külliyen ziyanda hissettim! Evet, Müslüman bir ailenin çocuğu olarak imanın şartlarını (peşinen) kabul etmiş ve bu “taklidi iman” ile kasbelkadero günlere kadar gelmiştim ama “Ya Rab! Ben ilahi mesajını okudum, sna ve Kur’âna artık manasını bilerek inanıyorum” diyememiş, yani tahkiki iman’a geçememiştim. Yazık!

Elinizdeki bu kitap işte bu dehşetengiz sorunun beni titretip kendime getirmesiyle başlayan çabalarımın ikinci ve naçizane başımın tacı olan son ürünüdür. Uzmanlığım olmayan bir alanda, işin temelinden başlayarak iki buçuk yıllık çok zorlu bir çalışmayla vücuda getirmiş olduğum bu eser, günümüzde hemen her çevre tarafından üzerinde çok konuşulan 41 farklı konuyu ilgili Kur’ân ayetleriyle açıklıyor ve her birinin sonunda aldığım “kıssadan hisseyi” dile getiriyordu. Bunun için pek çok meal ve tefsirden yaklaşık sekiz yüz âyeti terkip etmiştim. Lakin geride binlercesi vardı! Bunu düşününce anladım ki tamamen bilmeden, aralarında muhtemel bağlantıları kurmadan (siyak u sibak atıflar!) esası kavramaki Kur’ân’ın geneline matuf (yönelik!) kapsayıcı bir değerlendirme yapmak ve onlardan ruhuma gıda, hayatıma rehber olacak bir sonuç (mânâ!) çıkarmak mümkün olmayacaktı! Bu arada tefsircilerin,”Kur’ân’ı anlamada, açıklamada, yorumlamada birinci prensip, bütünü görmeden parçalardan yola çıkarak hüküm vermemektir” dediğini de öğrenmiştim

Şaban Şimşek Kimdir?

1956 yılında Rize merkez ilçe, Azaklıhoca Köyü’nde doğdu.1980 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olarak tıp doktoru, 1986 yılında Göz Hastalıkları Uzmanı, 1999 yılında doçent, 2006 yılında profesör oldu.

Devletin hemen her kademesinde ve sivil toplum kuruluşlarında çeşitli görevlerde bulundu. Birçok üniversitede fakülte kuruculuğu, öğretim üyeliği, dekanlık ve hastanelerde başhekimlik yaptı.

2002-2005 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nda, yükseköğretimden sorumlu müsteşar yardımcısı olarak çalıştı. O dönem Türkiye’nin gündemi olan “Yükseköğretim Kanunu’nu yenileme çalışmalarını” yürüttü. Bir ulusal gazete ve internet sitesinde uzun yıllar “Neyse O” adı altında köşe yazarlığı yaptı.

Kur’an’a Yolculuk İstanbul Tıp Kitabevi tarafından yayınlanmış 2. Baskısı okur severlerin beğenisine sunulmuştur.