Bir Yabancının Aynalığında Kendinle Karşılaşmak!

Bir Yabancının Aynalığında Kendinle Karşılaşmak!

Bu haber 10705 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.

Tipik duygusal bir yaşlılık eylemi gibi mi geldi ilk anda ?! Kesinlikle değil! Eğer öyleyse çoğumuz çoktan yaşlandık sayalım. 

Tersinden düşünelim; tanıdığımız çevreden,güvendiğimiz birilerine kalkıp anlattıklarımız nereye gidiyor sanıyoruz?.Dinleyen kişi en iyi ihtimalle gece yorgunluktan karısının ya da kocasının yanına yatarken ve büyük ihtimalle de ellerini kremlediği bir esnada,yorganını üzerine çekmeye çalışırken "ya bugün anlattı da,kızcağıza ne üzüldüm" şeklindeki girizgahın hemen arkasından,yanıbaşındaki abajuru açarak,eşinin istikametinde bir dönüşle ve çokça da meraklı gözlerle dönen adam ( ki büyük ihtimalle sizi de tanıyordur) "eeee, ne olmuş ki?" türünden bir paslaşmayla hayatınızın çift kişilik ve büyük ihtimalle de çiçek desenli bir nevresim takımının ortasına dökülüşü !!! "Ya biliyorum ben onun anasını da,babasını da" türünden ukalalıklar, "o da gözünü açsaymış zamanında" türünden yargılamalar ve de "Allah akıl,fikir versin" şeklinde ve ne yazık ki yatağa getirilen bir bardak su eşliğinde taksiratınızın affedilişindeki kişisel fikirler.Tamam. Meseleye tersinden baktınız.Şimdi bir de şuna bakın. Yolda gördüğün ya da meyhanede içerken yanıbaşındaki masada oturan boynu bükük yüce insan, nasılsa bir daha onu görmeyeceğim diyerek, yangından mal kaçırır gibi "biliyor musun arkadaş" diye başlayan ve çokça da yaşamınızdaki tüm acıları, mutsuzlukları,gerginlikleri,dramları kronolojik sıraya koyarak (hangi kafayla olursa olsun) bir çırpıda anlatmak.

"Bir kış günü doğmuşum, içinde böcekler gezen bir evde otururduk, hiç köfte yiyemeden büyüdüm, kocam bana testereyle saldırdı, yanlışlıkla çıkan yangında evimiz kül oldu türünden derdi çok, mutluluğu az hayatlar. Anlatmak, anlatmak. Sanki dostlarına da anlatırken kaçırdığın bir şeyler varsa, yabancıya anlatırken onları da bulup çıkarmak gayretiyle sonsuz bir didinme, çırpınma durumu. O an nasıl bir ruh halidir,nasıl bir kendini sağmadır ki gözünüz hiç bir şey görmez. Rahatlamak için ya da başka bir şey için nasılsa "beni tanımıyor ki".nasılsa "bir daha hayatımda olmayacak ve karşıma çıkmayacak ki" türünden kendini haklı çıkarmalarla gelişen bir devinim.Ne arıyoruz peki?. "Sen haklıymışsın" demesini mi, ya da bize şefkat göstermesini mi ? 

Medeni cesaret gerektiren ancak yapıldığında da içi kuş gibi hafifleten, kaybedilecek bir bağı olmayan, anlatanı tarafsız dinleyerek, kırmamak için değil, kendi fikrini söylemek için dinleyen tarafsız şahsa da saygı gösterilesi gereken harika bir metot. Başka bir pencereden ya da başka bir sokağın kenarından bakar çünkü size. Oysaki siz bugüne kadar hep aynı pencerede ve sokakta oturanlara anlatmışsınızdır hayatınızı. Kendimize itiraf edemediğimiz gerçeklerimiz, farkında olmadığımız meziyetlerimiz, kullanmayı hiç düşünmediğimiz bir üslupla dökülüverir dilimizden. Terapinin kralı olsa gerek. Yasallaştırmak isteyenler cepten bir dolu para ödeyerek psikolog ve psikiyatrlara giderken, siz paşa paşa en az onlar kadar bir sonuca varacak yabancıya, hem de kırmızı ya da uzun koltuklara uzanmadan anlatır ve çıkarsınız mekandan.İşin ilginci olayları tek taraflı anlattığımızı kendimiz ve yabancı bilmesine rağmen, o an için cevap hakkı doğan kişilerin bundan haberleri bile yoktur.Zaten bizde olanı biteni anlatıyoruzdur.

Su gibi, çıplak, renksiz, kokusuz bir şekilde, olayları manipüle etme ihtiyacı duymadan, insana beynini boşaltma şansı veren bu eylemde aslında kendimizi, kendimize anlatırız ve bir yabancının aynalığında kendimizle karşılaşırız. Çoktandır dinlemek için randevu vermediğimiz kendimizle!

Ne güzel demiş Salim Dündar “Aynalar” şarkısında; “Yaşarken de ölünür,söyletmen beni aynalar!”https://www.youtube.com/watch?v=RLVYehLqpsI

Meltem Özdener

ETİKETLER :

ÖNERİLEN HABERLER

DEICMANN BANNER PEGASUS BANNER MG BANNER MC DONALD'S PENTİ İÇ GİYİM
POLİSAN CHAKRA ALIŞ GİDİŞ