Yazar Ve Romancı Uğur Engin Düşlediği Fantastik Kurguların Tasavvufi İkilemlerle gerçek hayaller, karma doğa olaylarını polisiye aksiyon anlatımıyla kaleme aldı. 

Yazmak başka, yazar olmak bambaşkadır derler. Biz de söze başlarken yazmak her kişinin, yazar olmak ise erbap kişinin işidir diyelim ve önce büyük üstatların aflarına sığınıp, önlerinde saygı ile eğilelim.

Yıllardan beri süre gelen bilinmeyene olan ilgime, yazma merakım da eklenince ortaya birden bire böyle bir kitap çıktı. Gerçi başka karalamalarım ve şiir çalışmalarım da vardı ama hayali bir kurgu dahi yapacak olsanız, mekânı gezmek, tapınaklarında ve agorasında dolaşmak, tonoz mezarlıkların içini, etrafını araştırmak yani havasını koklamak çok önemliydi ve ben de öyle yaptım. Belki inanmayacaksınız ama Euromos Antik Kenti’ni ilk dolaştığımda kapıldığım his orada daha önce de bulunduğumdu. İşte böyle olunca da hikâye, kendiliğinden oluştu.

Düşlediğim fantastik kurgunun içinde tasavvufi ikilem, gerçek ve hayaller ile karma olan doğa olayları, biraz polisiye aksiyon ile birlikte bir kaç kitaplık seriyi, damaklarda dizi hazzında bir tad bırakmayı arzulayarak kaleme aldım.

İşin fantastik tarafına hiç girmeyeceğim çünkü bence zaten yeteri kadar fantastik ve tamamen hayal ürünü bir roman. Ancak, elbette olmazsa olmaz olarak değinmek istediğim şeyler var.

Anadolu yarımadası arkaik dönemden günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sonraları gün yüzüne çıkan bu medeniyetler, Anadolu’nun kültür mirasları ve turizm elçileri olarak yepyeni misyonlar üstlenmiş durumdadırlar. Cumhuriyetimizin kurucu banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’yu en az 7 bin yıllık Türk beşiği olarak tanımlaması elbette; hem vatan toprağımıza hem de kültürel miraslarımıza duyduğu önemden kaynaklanmaktaydı.

Bu bağlamda, karalamalarımı toparlarken (açık niyetle söylemek isterim ki) kusursuz bir romandan ziyade amacım; arkaik dönemden bugüne kadar bir Anadolu halısı olarak kültürle dokunmuş bizim topraklarımızın kokusunu, yüce gönüllü insanlarımıza aktarabilmek ve bizatihi kendi öz malı olan kültür miraslarının farkında olmalarını sağlamaktır.

Eğer insanlarımızın bu kokuyu duymalarına vesile olursam, o zaman kendimi gerçekten başarılı hissedebilir, yazar olma yolunda da ilk adımı gerçekten atabilmiş sayılırım.

Uğur Engin